Mide dokusundaki anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu oluşan mide kanseri, daha çok mide astarındaki hücrelerde ortaya çıkıp zamanla diğer dokulara da yayılıyor. Mide kanserine neden olan etkenler arasında genetik yatkınlık, sigara, aşırı alkol tüketimi, sağlıksız beslenme, enfeksiyon, mide ülseri ve mide polipleri yer alabiliyor. Uzmanlar, son birkaç yılda gençler arasında mide kanseri vakalarının arttığını ve buna H. pylori adı verilen bir enfeksiyonun neden olduğunu düşünüyor.
Son yıllarda genç yetişkinlerde mide kanserine yakalanma oranlarında dikkat çekici bir artış gözlemleniyor. Bu artışın sebeplerini anlamak amacıyla çeşitli araştırmalar yapan bilim insanları, bu vakaların büyük bir kısmının ileri evrelerde teşhis edilmesini oldukça endişe verici buluyor. Mide kanserinin geç fark edilmesi, hayatta kalma şansını yüzde 4 seviyelerine düşürüyor.
Uzmanlar, yaygın bir bakteri olan Helicobacter pylori'nin, mide kanseri oranlarını artırdığını tahmin ediyor. Araştırmalar sonucunda bu hipotez doğrulanırsa, yüksek riskli hastalara kanserin gelişmesini engellemek amacıyla antibiyotik tedavisi önerilebilir.
Dr. Jessica Sheth Bhutada, gençler arasında mide kanseri vakalarındaki artışı açıklamak için yapılan araştırmalarda henüz net bir bulguya ulaşılamadığını vurguladı. Uzman isim, ''Bazı potansiyel tetikleyiciler var. Bunlar arasında kolorektal kanserle ilişkilendirilen beslenme alışkanlıkları ve antibiyotik kullanımı yer alıyor ancak yine de belirgin bir tespit yapmak pek mümkün değil'' dedi.
Helicobacter pylori, bireylerin yaklaşık yüzde 40’ının midesinde bulunan ve genellikle herhangi bir belirtiye yol açmayan bir bakteri türüdür. Bu bakteri; mide ülseri, hazımsızlık, şişkinlik ve mide bulantısı gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Uzun süreli enfeksiyonlar, özellikle yaşlı bireylerde mide kanserine yol açabilir. Çin’de yapılan bazı çalışmalar, bu bakteriye bağlı mide kanseri vakalarında bir azalma yaratmış olsa da; Dr. Bhutada, bu yaklaşımın genç yetişkinlerde de etkili olacağına dair henüz kesin bir bilgi bulunmadığını ifade etti.
2023 yılında yapılan uluslararası bir analiz, son 30 yılda tüm dünyada gençlerdeki kanser teşhis oranlarının yüzde 80 arttığını ortaya koydu.
Dr. Bhutada, “Önümüzdeki altı ila 12 ay içinde bazı sonuçlar elde etmeyi umuyoruz. Bu sayede, ölümcül hastalıkla mücadelede daha etkili stratejiler geliştirebiliriz” dedi.
Mide kanseri, mide dokusunda başlayan ve zamanla çevre dokulara yayılan kanser türüdür. Genellikle midenin iç yüzeyindeki hücrelerin anormal bir şekilde büyümesiyle başlar. Bu kanser, mide duvarının farklı katmanlarına yayılabilir ve zamanla mide dışına da geçebilir. Mide kanserinin erken dönemlerinde belirgin belirtiler görülmeyebilir. Ancak hastalık ilerledikçe şu semptomlar ortaya çıkabilir: Karın ağrısı ve rahatsızlık Mide bulantısı, kusma İştah kaybı ve kilo kaybı Yutma güçlüğü Kanlı kusma veya siyah renkli dışkı (kanama belirtisi) Huzursuzluk ve şişkinlik hissi Mide asidi, mide yanması ve hazımsızlık şikayetleri
Mide kanseri tanısı, genellikle doktorun şikayetleri dinlemesi ve fiziksel muayene yapmasının ardından, bazı testlerle konur. Bunlar arasında endoskopi, mide duvarından doku örneği alınması, kan testleri ve bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme gibi görüntüleme yöntemleri yer alır. Endoskopi, mideyi doğrudan görerek tümör varlığını tespit etmekte en etkili yöntemlerden biridir. Erken teşhis, tedavi şansını artırdığı için mide kanserinin belirtilerini fark etmek oldukça önemlidir.